| |

|
|

 |
9
/ 9 |
|
Kanuni'nin Ölümü ve Sonrası: Zigetvar
Muhasarası esnasında hastalanan Kanuni kalenin fethini göremeden
66 yaşında öldü (1566). Siyasî, askerî ve iktisadî bakımlardan Osmanlıyı
zirveye çıkaran bu büyük hükümdarın yerine geçen ne II. Selim (1566-1574)
ne de III. Murat (1574-1595) aynı evsafta kişiler değillerdi. Ancak
Kanuni devrinde başlayan fetih rüzgârları o derece şiddetliydi ki,
bu hükümdarlar devrinde de hızını devam ettirebildi. Şüphesiz bu
başarılarda sadrazam Sokullu Mehmet Paşa'nın dirayetli siyasetinin
de rolü büyüktür. Anadolu'nun Akdeniz'e bakan kıyılarında bir çıban
başı gibi duran Venedik'in elindeki Kıbrıs bu fetih rüzgârıyla kuşatıldı.
Lala Mustafa Paşa komutasındaki Osmanlı donanması adayı ele geçirir
geçirmez (1571), buraya Anadolu'nun çeşitli sancaklarından Türkler
yerleştirildi. Artık Kıbrıs da Türk olmuştu. Bu durumu hazmedemeyen
Venedik, İspanyol, Malta donanmaları papa ve diğer bazı Avrupa devletlerinin
de desteği ile harekete geçerek büyük bir savaş filosu oluşturdular.
Korent Körfezi yakınlarında, İnebahtı önlerinde yapılan deniz savaşını
Osmanlılar kaybetti (1571).
Ancak kendileri de oldukça fazla zaiyat verdiğinden,
Haçlı donanması Osmanlı kadırgalarını takip edecek durumda değildi.
Sokullu kısa zamanda donanmayı yenileyerek yeniden Akdeniz'e indirdi.
Venedik bu durum karşısında yeni bir savaşı göze alamadı ve Osmanlılara
vergi vermeyi kabul etti. Kılıç Ali Paşa komutasındaki donanma Tunus'u
yeniden Osmanlı topraklarına kattı (1574). Bu esnada II.Selim ölmüş
ve yerine III. Murat geçmişti. Bu padişah devrinde, Şah Tahmasp'ın
ölümüyle çalkanan İran'a savaş açıldı (1576) Gürcistan ve Azerbaycan'ın
büyük bir kısmının ele geçirilmesiyle neticelenen ilk seferden sonra
savaş 15 yıl sürdü. Bu uzun savaş ile daha fazla yıpranmak istemeyen
Osmanlı Devleti ile İran arasında 1590'da bir barış anlaşması yapıldı.
Yine bu dönemde başlayan Türk-Macar Savaşı I.Ahmet devrine kadar
devam etti. Don ve Volga nehirlerini birleştirmeyi amaçlayan kanal
projesi ile Süveyş kanalı teşebbüsünün mimarı olan Sokullu'nun 1579'daki
ölümü ile Osmanlı Devleti büyük bir yara almıştır. Özellikle III.Murat'ın
oğlu III.Mehmet'in (1595-1604), hükümet işlerini annesine bırakıp,
bir köşeye çekilmesi Osmanlı'yı XVII. yüzyılda daha kötü yılların
bekleyeceğinin âdeta habercisi idi.
 |
9
/ 9 |
|
|
|