|
3
/ 8 |
|
Üsküdar'da Atik Valide Camii (1583) mihrap duvarının iki yanında
yükselen çini panolar, vazodan taşan çeşitli çiçekler ve bahar açmış
ağaçları ile 17. yüzyıl çini sanatına kaynak olacak güçtedir.
Çini sanatında, 17. yüzyılın ilk yarısından itibaren teknik açıdan
bir duraklama ve gerileme başlar. Mercan kırmızısı kahverengiye
dönüşür, öteki renkler solar, sır altında akmalar görülür. Sır parlaklığını
yitirir, çatlaklar belirir, beyaz zemin de kirli ve benekli bir
görünüm kazanır. Desenler ise bir süre daha eski güçlerini korumakla
birlikte, gittikçe inceliklerini yitirir ve donuklaşırlar. Sağlam
siyah dış çizgilerin yerini de ince mavi bir renk alır.
İstanbul Sultan Ahmed Camii (1609-17), Türk çini sanatının en parlak
dönemine ait örneklerin toplandığı son büyük yapıdır. Bu yapıda
kayıtlara göre, 21043 çini kullanılmıştır. Özellikle üst kat mahfillerinin
duvarlarını kaplayan çini panolardan görülen bahar açmış ağaçlar,
asma dalları sarılmış servi ağaçları, üzüm salkımları, lale, sümbül,
karanfil demetleri, Çin bulutları ile kuşatılmış iri şakayıklar
ve sembolik üç top desenleri, yıldızlı geometri geçmeler gibi çok
farklı motiflerin ayrı ayrı panolar halinde bir araya getirilmiş
olması, bunların toplanmış çiniler olduğu kanısını uyandırmaktadır.
Bu yapıda, 16. yüzyıl ikinci yarısı ve 17. yüzyıl başı ıznik ve
Kütahya çinileri bir arada kullanılmıştır.
Topkapı Sarayı'nın çinileri, Osmanlı çini sanatının
tüm dönemlerini toplu olarak gözler önüne serer. Fatih Sultan Mehmed
tarafından yaptırılan, ıimdi Arkeoloji Müzeleri bahçesinde yer alan
Çinili Köık (1472), mozaik çini sanatının ilk Osmanlı dönemindeki
üslup gelişimini yeni kompozisyon ve renklerle gözler önüne seren
anıtsal bir yapıdır. Gösterişli bir eyvan biçiminde dışarıya açılan
giriş kısmında, geometrik kompozisyonlar, iri kufî ve sülüs yazılar,
etkiyi arttırmaktadır. Topkapı Sarayı Arz Odası'nın cephesindeki
renkli sır tekniğinde yapılmış çiniler ise, 16. yüzyıl başındaki
örneklerin özelliğini taşır.
Topkapı Sarayı'nda, 16. yüzyıl ikinci yarısının en kaliteli çinilerinin
bulunduğu bölümlerden biri de Hırka-i Saadet Dairesi'dir. Bahar
açmış ağaçlar üzerinde çifte kuşlu panolar, parlak kırmızı rengin
geniş bir zeminde kullanılmış olduğunu göstermesi açısınan önemlidir.
Sultan IŞI. Murad Dairesi'ndeki (1578) çiniler, kubbe eteğine kadar
tüm duvarları kaplar. 16. yüzyıl ikinci yarısının bu kaliteli çinilerinde,
beyaz zemin üzerine kırmızı, yeşil renklerin bulunduğu Çin bulutları,
nar çiçekleri ve kıvrık dişli yapraklar görülür. Ocak külahının
iki yanında yer alan bahar dallı kompozisyon ise, bulunduğu yere
uygun bir biçimde yerleştirilmiştir.
1640 tarihli Sünnet Odası'nın cephesini ise
çeşitli dönemlere ait çiniler süslemektedir. Artık kaliteli çinilerin
yapılamadığı dönemde, bu yapıda, saray depolarındaki çiniler ya
da başka yerlerden sökülerek getirilenler kullanılmıştır. 1.20 x
0.34 m. boyutundaki yekpare çini panolarda, beyaz bir zemin üzerinde
firuze ve mavinin tonlarıyla kıvrık iri yaprak ve şakayıklı bir
dal üzerinde çeşitli duruşta kuş figürleri, alt kısmında ise Uzak
Doğu kökenli iki efsanevi geyik figürü bulunmaktadır. Saray nakkaşlarının
desenlerine göre biçimlendiği belli olan bu panolara benzeyen daha
küçük boyuttaki bir panoda ise, bir vazodan çıkan kıvrık yapraklı
ve çiçekli bir dal üzerinde kuş figürleri bulunmaktadır. ılginç
olan, bu panoların benzerlerinin 1639 tarihli Bağdat Köıkü içinde
de yer almasıdır. Ancak burada kompozisyon yekpare bir pano olarak
değil, yedi ayrı levhanın birleştirilmesiyle oluşturulmuştur. Bu
çiniler, biraz kabalaşmış üsluplarına ve teknik aksaklıklarına rağmen,
Sünnet Odası'ndaki 16. yüzyılı ait orijinallerine bakılarak yapılmış
oldukça başarılı kopyalardır.
|
3
/ 8 |
|
|