|
5
/ 5 |
|
18. yüzyıl başlarında iznik çiniciliği bir daha
canlanamayarak son bulur. Sultan IŞI. Ahmed ve Sadrazam Damat İbrahim
Paşa, Türk çini sanatını yeniden canlandırmak için girişimlerde
bulunurlar. İstanbul Tekfur Sarayı'nda, iznik'ten getirilen ustabaşı
ve fırın malzemeleriyle yeni bir imalathane kurulur. Başlangıçta
iznik çinilerinin benzerleri yapılır. Ama, bu deneme de çok kısa
sürer ve 25 yıl sonra Tekfur çiniciliği son bulur. Tekfur Sarayı
çinileri adı altında toplanan bu ürünlerin en ilginç örnekleri,
Hekimoğlu Ali Paşa Camii'nde (1734) ve Sultan II. Ahmet Çeşmesi'nin
(1732) saçağı altında bulunmaktadır.
Desen açısından iznik çinilerine benzemekle
birlikte, Tekfur Sarayı çinilerinin yapım tekniği başarılı değildir.
Sırlar mavi bir ton almış, çatlaklar belirmiş, renklerde de solma
ve akmalar başlamıştır. Sıraltı tekniğindeki bu çinilere o zamana
kadar çini sanatında görülmeyen sarı ve turuncu da katılmıştır.
Kısa ömürlü bu çabanın yanında, Kütahya 18. yüzyıl boyunca tek çini
merkezi olarak etkinliğini sürdürmüştür. Ama, saray sanatının görkeminden
uzak, daha çok halk sanatının şematik üslubuna göre oluşturulmuş
çiçek buketleri ve rozetler ortaya çıkmıştır. Üsküdar Yeni Valide
Camii (1708), Kütahya Hisar Bey Camii'nin 1750 yılındaki tamiri
sırasında konulan çinileri, Antalya Müsellim Camii (1796) ve Topkapı
Sarayı'nın çeşitli yerlerinde bulunan çiniler, bu dönemin özelliklerini
yansıtırlar.
Uçuşan melek figürleriyle süslü askı topları da ilginç örneklerdir.
Bunlar, o dönemde bir süs olarak belki de uğur için tavana asılıyorlardı.
Yine bu dönemde sevimli insan figürlerinin ince bir espri ile tasvir
edildiği örnekler de vardır.
kullanılmıştır. Sırlar ise kalın ve pürtüklüdür. Geç örneklerde
tek renkli sır üstüne boyama yapıldığı da görülür. Figürlü tabakların,
kase, küp, vazo gibi kapların yanı sıra Barok bir zevkle ve kaba
bir fanteziyle oluşturulmuş sürahi ve ibriklere, heykelsi formlara
hatta seramik mangallara da çokça rastlanır. Bugünkü zevkimizi okşayan,
kolleksiyoncuları çeken, daha çok halk resminin değişik konulu örneklerinin
bulunduğu Çanakkale tabaklarıdır. Bu tabaklarda yelkenli, cami,
köşk motiflerinin yanı sıra hayvan ve insan figürleri de yer almaktadır.
Çanakkale seramikleri, teknik yönden üstün olmamakla birlikte, karakteristik
form ve desenleriyle bölgesel bir sanat zevkini yansıtmak bakımından
değer taşırlar.
|
5
/ 5 |
|
|