|
1
/ 8 |
|
Osmanlılarda
çini sanatı başlangıcından beri çeşitli tekniklerin uygulanması
ile büyük bir aşama ve zenginlik göstermiştir. Bursa Yeşil Cami
(1419-22) ve külliyesinin çini süslemeleri, ilk dönem Osmanlı sanatında
çininin ulaştığı düzeyi sergiler. Bu yapıda kullanılmış olan "renkli
sır" tekniğinde desenin konturları kırmızı hamur üzerine derin
kazılarak ya da baskı ile basılmak suretiyle işlenir, sonra renkli
sırlarla boyanarak fırınlanır. Bir başka şeklinde ise kırmızı hamurlu
levha, beyaz bir astarla astarlandıktan sonra desenin konturları
krom, mangan karışımı şekerli bir madde ile çizilir. Sonra renkli
sırlarla boyanarak fırınlanır. Fırınlanma sonucunda eriyen renkli
sırların, kabaran konturlar sayesinde birbiri içine akması önlenir.
Beyaz, sarı, fıstık yeşili ve eflatunun katılmasıyla
renklerde de bir zenginlik olmuştur. Ayrıca, hatayili kompozisyonlar
ve şakayık gibi Uzak Doğu kökenli desenler çini sanatına katılmıştır.
Bu yeniliklerin çini sanatına katılmasında Ali bin ılyas Ali'nin
büyük payı vardır. Aslında Bursalı olan usta 1402'de Timur tarafından
Semerkant'a götürülmüş, orada yeni teknik ve üslubu öğrenerek, dönüşünde
de beraberinde getirdiği Tebrizli ustalarla Bursa'daki ürünleri
gerçekleştirmiştir. Ayrıca Yeşil Cami'nin tümüyle çini kaplı hünkar
mahfilinde, yine çini ile yazılmış Muhammed el Mecnun ismi, bu bölümü
yapan ustanın iftaharla atılmış bir imzası gibidir..
Yeşil Türbe'nin mihrabındaki iki şamdan arasından çiçeklerin fışkırdığı
vazo ve tepede asılı olan kandil kompozisyonu, değişmekte olan süsleme
üslubunu gözler önüne serer. Çelebi Sultan Mehmed'in tümüyle renkli
sır tekniğindeki çinilerle kaplı lahdi ise, çinili lahitlerin en
görkemlilerinden biridir.
Bursa'daki Muradiye Camii ve Medresesi'nde (1425) ise daha kısıtlı
olan süslemeler, mozaik ve renkli sırla boyama tekniği ile çeşitli
biçimde tek renk sırlı levha çinilerden oluşmuştur.
Edirne Muradiye Camii'nin (1436) çinileri ise, ilk dönem Osmanlı
çini sanatında çininin gelişimini sergiler. Caminin mihrabı, saydam
renksiz sır altına mavi-beyaz teknikli çinilerin renkli sır tekniği
ile birlikte kullanımıyla oluşan teknik bir aşamayı göstermektedir.
Mihrap içindeki düğümlü şeritlerle çevrelenmiş zengin rumili kıvrımlarda
dönemin tezhip ve kalem işi süslemeleri ile bütünleşen bir üslup
birliği sezilir. Bunun yanında, çoğu Uzak Doğu kökenli çeşitli bitkisel
süslemeler, kompozisyonlara zenginlik katar. Sır altına mavi-beyaz
süslemeli altıgen çini levhalar, aralarına yerleştirilmiş olan üçgen
biçiminde firuze renkli çini levhalarla birleşerek duvarları kaplar.
Edirne Üç şerefeli Cami'nin (1437-47) avlusunda yer alan iki çini
alınlıktaki levhalarda şeffaf sır altına uygulanmış mavi-beyaza
firuze ve eflatunun da katıldığı görülmektedir. Küçük çiçekler,
lehezonlar yapan kıvrık dallar ve yazılı kitabeler, bu yapıdaki
süslemenin ana desenleridir.
15. yüzyılın renkli sırla boyama tekniği, 16. yüzyılda, özellikle
de İstanbul'da sürer. Yavuz Sultan Selim Camii ve Türbesi'nin (1522)
çinilerinde, renkli sırla boyama tekniğinde sırsız bırakılan boı
alanların fırınlandıktan sonra kırmızı boya ile boyanarak renklendirildiği
anlaşılmaktadır. şehzade Mehmed Türbesi'nin (1548) içini kaplayan
çini süslemelerde ise sütunlar, başlık ve kaidesini içeren mimari
formlar görülür. Burada sütunların taşıdığı bir revak fikri tasvir
edilmiştir. Bu örnekler renkli sır tekniğinin mimari ile bağdaşan
en yaygın kullanımını gözler önüne sermektedir.
|
1
/ 8 |
|
|