|   | 
            
            
              
              
           | 
            | 
          
               
              
            
               
                  | 
                7 
                  / 7 | 
                  | 
               
             
             Berlin 
              Kongresi'nin sonuçları kısa zamanda ortaya çıkmaya başlamıştı. 
              Balkanlardan bir pay alamayan Fransa, önceden nüfuz sahasına dahil 
              ettiği Cezayir ile Tunus arasındaki sınır problemini bahane ederek, 
              Tunus'u işgal etti (1881). Fransa ile İngiltere arasında çekişmeye 
              sahne olan Mısır'da, Hidiv İsmail Paşa'ya karşı başlatılan bir askerî 
              ayaklanma ile ortaya çıkan durum İstanbul'da görüşülürken, İngilizler 
              İskenderiye'yi topa tuttu. Osmanlıların karşı çıkmalarına rağmen 
              İngilizler Mısır'ı ele geçirdiler(1882). Bulgaristan Prensliği, 
              Doğu Rumeli'de çıkan isyanı değerlendirerek (1885), bölgeyi kontrolü 
              altına aldı. Osmanlı Devleti Rusya'nın baskısı sonunda, Kırcaali 
              ve Rodop dışındaki Doğu Rumeli Valiliği'nin Bulgar Prensliği'nin 
              idaresine geçmesini kabul etmek zorunda kaldı (1886). İkinci Meşrutiyet'in 
              ilânı sırasında ise Bulgarlar bağımsızlıklarını ilân ettiler (1908). 
              Bulgar, Yunan ve Arnavutların hak iddia ettiği Makedonya'da çıkan 
              olaylar Osmanlı kuvvetleri tarafından bastırıldı. Fakat, Rusya ve 
              Avusturya devreye girerek Osmanlı hâkimiyetindeki Makedonya'da, 
              ülkelerinden iki gözlemcinin görev yapmasını sağladılar (1893). 
              Megalo İdea adını verdiği Bizans'ı diriltme çabasındaki küçük Yunanistan, 
              1896'da çıkan isyanı bahane ederek Girit'i ilhaka yeltendi (1896). 
              Osmanlılar Dömeke Meydan Savaşı ile Yunanlıları büyük bir bozguna 
              uğrattılar (1897). Fakat Rusya ve Avrupa devletlerinin müdahalesi 
              ile İstanbul'da toplanan bir konferans ile Girit'te valiliğine Yunan 
              kralının oğlunun getirildiği özerk bir yönetim kurulması, adanın 
              fiilen Yunanistan'a bırakılması anlamına geliyordu. 
            93 Harbi'nden sonra sun'i bir Ermeni Meselesi 
              ortaya çıkarılmıştı. Osmanlı Devleti'ne bağlılıkları sebebiyle "millet-i 
              sadıka" olarak adlandırılan Ermeniler, önceleri Doğu Anadolu'yu 
              ele geçirmek isteyen Rusya ve ardından İngiltere tarafından kullanılmaya 
              başladılar. Hınçak ve Taşnak tedhiş örgütlerini kurarak, İstanbul 
              ve taşrada terör yaratan bazı Ermeniler özellikle İngilizler tarafından 
              destekleniyorlardı. Doğu'da hiçbir zaman çoğunluk olamayan Ermenilere 
              kurdurulacak bir devlet ile Rusya Akdeniz ve Orta Doğu'ya sızabilecekti. 
              İngiliz himayesindeki bir Ermeni devleti ise aksine bunu önleyebilirdi. 
              Her iki tarafında kullandığı Ermeniler 1889'dan itibaren tedhişe 
              başladılar. Van, Erzurum ve Bitlis'te çıkan olaylar bastırıldı. 
              Ardından başkentte Osmanlı Bankası'na kanlı bir baskın yaparak bankayı 
              işgal ettiler. II.Abdülhamit'e yönelik bir suikast teşebbüsünde 
              bulundular. I.Dünya Savaşı ve İstiklal Harbi yıllarında da Ermeniler 
              devlet aleyhine faaliyetlerini devam ettirmişlerdir. 
            
               
                  | 
                7 
                  / 7 | 
                  | 
               
             
           | 
            |