Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi)

6 / 11

31 Mart 1877'de imzalanan Londra Protokolü'ne Osmanlı Devleti, Rusya, İngiltere, Fransa, Avusturya, Almanya ve İtalya iştirak ettiler. Osmanlı Devleti'nin Londra Protokolünü imzalamaması, batılı devletlerin çıkarlarıyla uyuşmuyordu. Osmanlı Devleti böylece protokolü reddetmiş oluyordu. Haber Petersburg'a varır varmaz Çar derhal bir savaş meclisi topladı. Bu mecliste, bütün Rusya'da seferberlik ilanına ve büyük çapta savaş tedbirleri alınmasına karar verildi. 23 Nisan 1877 tarihinde Rusya'nın İstanbul Elçisi iki devlet arasında siyasi ilişkilerin kesildiğini bildirip İstanbul'u terk etti. Rusya savaşın sebebini İstanbul Konferansı'nın hükümlerini Osmanlı Devleti'ne kabul ettirmek olarak gösterdi. Halbuki Rusya'nın gerçek amacı Balkanlar'daki Eyaletleri Osmanlı Devleti'nin hakimiyetinden kurtarmak ve Balkanlar üzerinde kuracağı nüfuz ile yıllardır hayalini kurduğu İstanbul ve Boğazlar'a yaklaşmaktı. Diğer taraftan da Anadolu'nun kuzey-doğusunda Kars, Ardahan ve Erzurum'u ele geçirerek bir taraftan Karadeniz'de kuvvetlenmek diğer taraftan da İskenderun yönünde bir yayılma imkanı sağlamaktı. Görüldüğü gibi Rusya, en ince ayrıntısına kadar bir plan hazırlamıştı. 18 nci yüzyılda Avrupa'da kurulmuş stratejik dengeler gereği Almanya, savaşın başından beri Rusları destekliyordu. Avusturya ise Macar toplumuyla aynı ırktan olan Türklere karşı duydukları sempati sonucu tarafsız kalmıştı. İngiltere, Hasta Adam'ın mirasına göz dikmiş olan Rusya'ya başlangıçta karşı çıktı. Ama Çar, İngiltere'ye gönderdiği gizli mesajında İngiltere'nin herhangi bir çıkarına ilişmeyeceğini belirtti. Bunun üzerine İngiltere tarafsızlığını ilan etti. Yukarıda belirtildiği üzere, savaş haberi İstanbul'a ulaştığında II. Abdülhamit, Paris Barış Antlaşmasını imzalayan Avrupa Devletleri'nden umduğu yardımı bulamamıştı. Savaş kaçınılmazdı ve hazırlıklar süratle başlatıldı. Ruslar seferberliklerini süratle tamamladılar. Fakat savaşın daha başında geniş ölçüde askeri harekata başlamamakla ve ordunun büyük kısmını farklı maksatlar için ayırmakla büyük bir strateji hatası yaptılar. Bu biraz da Osmanlı Ordusunu küçümsemelerinden ileri geliyordu. Osmanlı Ordusu ise düşmanın bu hatasından istifade ederek kendini toparlama fırsatı buldu. Osmanlı Devleti daha ilk ültimatomdan itibaren hazırlığa başlamış bulunuyordu. Fakat işlerin çok yavaş yürümesinin yanı sıra ordunun lojistik ihtiyaçlarını karşılayamaması Osmanlı Devleti'nin bu fırsatı iyi kullanamamasına sebep oldu. Meclis-i Mebusan ile Meclis-i Ayan harp taraftarı idi. Bununla beraber Osmanlı Ordusu komutanlarından muharebenin ne olduğunu bilenler ve Rus Ordusu hakkında bilgi sahibi olanlar harbe karşıydılar. "Bu hal ile biz muharebe edemeyiz, edersek ukalaya (akla) karşı cinnet etmiş oluruz" diyen Ali Rıza Paşa Osmanlı Devleti'nin harbe sürüklenmekte olduğunu görünce de bu halden cinnet geçirmiş ve intihar etmiştir. Sultan II. Abdülhamit, devletin harp gücünün yetersizliği hakkında endişeleri olmakla beraber harp taraftarlarına uymak zorunda kalmıştır.

6 / 11